Son dönemde, Dışişleri Bakanlığı’nın en üst yetkilileri Bulgaristan’daki Türklerle sıkça temaslar kurduklarına tanıklık etmekteyiz.
Bundan iki hafta önce, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Bulgaristan’ı ziyaret etti, sadece iki gün önce ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, başkent Sofya ile Filibe ve Kırcaali’de temaslarda bulundu.
Dünkü gün Bursa’da, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Balgöç Derneği genel merkezini ziyate etti, akşam da, göçmen camiası temsilcilerinin iştirak ettiği „Rumeli Balkan Buluşmaları“ iftar programının konuğu oldu ve kendisi bazı önemli açıklamalarda bulundu.
Hakan Fidan’ın geniş açıklaması, bazı siyasi analistler tarafından yeni ve daha güçlü bir Balkanlar politikasının başlangıç ipuçları olarak tanımlandı.
Bakan Hakan Fidan, iftar konuşmasında hangi konular üzerinde durdu? İşte bazı satır başlıkları:
“Biz Balkan Türklüğü, Balkan Müslümanlığı gibi dimdik ayaktayız, Türkiye var oldukça, sizler Balkanlar’ın, Rumeli’nin dört bir yanındaki kardeşlerimiz var oldukça, hep birlikte dimdik ayakta kalacağız.
Bu doğrultuda son 21 yılda yardım ve desteği konusundaki milli kapasitemizi her alanda güçlendirdik, yaygınlaştırdık ve kurumsallaştırdık. Bugün itibarıyla devletimiz gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz neye ihtiyaç duyarsa, hemen gereğini yapabilecek duruma geldik.
Bugün şu anda bu salonda aramızda bulunan birçok arkadaşımızla bu uzun yolculuktan hep birlikte Balkan Türklerine hizmet etmenin derin mutluluğunu yaşadım. Şimdi ise bu misyona katkıyı Dışişleri Bakanı olarak da sürdürmekteyim. Görevler değişir, ama tabii dava baki kalır. Hiç endişeniz olmasın.
Balkanlar ve Rumeli her zaman önceliklerimiz arasında yer alacaklar. Devlet olarak bölgemize dair çalışmaları yürütürken sivil toplum kuruluşlarımızda el ele veriyoruz.
Bursa Valiliği ile belediyeleriyle, Bal-Göç başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve dernekleriyle, iş insanlarıyla, gönüllüleriyle Balkanlar’da büyük hayırlı işlere imza atıyor. Tarihi eserlerimizin restorasyonunda yeni cami ve mescit inşasına zor durumdaki kardeşlerimize el uzatmaktan toplu iftarlara nice hayırlı işlerde Bursalı kardeşlerimizin hem ön safta oluruz.
Barış ve güvenlik olmayınca ne büyük acılar yaşadığımızı en iyi bizler biliyoruz. Bunun için kendi söküğümüzü yine kendimiz dikiyoruz.
Dışarıdan dikte edilen ve bu bölgenin gerçeklerine uygun olmayan politikaların sonuçları ortada. Bu politikalar sadece ve sadece çatışmalar ve krizler oluşturdu. Sanki daha dün tarifsiz acılar, katliamlar yaşanmamış gibi bugün hala aynı politikalarda diretenler var. Biz her kesimin güvenine sahip bir bölge ülkesi olarak bu yanlışları dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz.
Biz doğruları söyledikçe doğru politikalar uyguladıkça, bu defa Türkiye’yi bir rakip hatta hasım gibi görenler ortaya çıkıyor. Batı Balkanlar gibi tarihten kopup arazi kategoriler bu yüzden icat ediliyor. Böyle yöntemlerle Türkiye’yi Balkanlar’dan kopartabileceğini düşünenlere açık ve net bir mesajımız var.
Türkiye’yi hasım gibi görenlere şunu çok açık bir şekilde söylüyoruz, sizin stratejik vizyonsuzluğunuzun vebalini bölge ülkeleri olarak artık biz çekmeyeceğiz. Türkiye olarak dostlarımızla iş birliği içinde bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz, içiniz rahat olsun.
Biz devlet olarak bütün önlemlerimizi alıp stratejimizi bu vizyonla oluşturuyoruz. Bu yolda sizlere de büyük sorumluluklar düşüyor.
Sizler Balkanlar’dan ve Rumeli’den kopmadığınız sürece hiçbir güç Türkiye’yi Evlad-ı Fatihan’dan ve bölgedeki kardeşlerimizden asla kopartamayacaktır.“
Mümin Topçu, Bursa, Misyongazetesi