Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) gündemden inmezken bir ailenin dramı
Kırcali’de intihar eden hamile kadının olayı adli mercilerce araştırılıyor. Soruşturma, 27 yaşındaki Sevinç Osman’ın intiharı sistematik bir fiziksel ve psikolojik şiddet sonucunda intihara azmettirme suçunun bulunup bulunmadığını tespit etmeyi amaçlıyor. Sevinç’in anne babasının belirttiğine göre konuyla ilgili ifadelerinin alınmıştır, savcılığın ise bir ay içinde eski kocanın karısına karşı cezai takibat gerektirecek bir durum olup olmadığını değerlendirmesi gerekecek. Sevinç’in yakınları, Avusturya makamlarınca verilen eski kocaya getirilen görme yasağı gibi şiddet belgeleri ve şiddet kanıtlarını sunmaya hazır.
İntihar eylemi 16 Aralık 2017 tarihinde gerçekleşmişti. 27 yaşındaki Sevinç Osman ilaç alarak intihar etmeye çalışmıştı. Yedi aylık hamile olan kadın acilen hastaneye kaldırılmış ameliyatla artık ölmüş olan bebeği alınmıştı. Sonrasında Sevinç komaya girmiş, 18 Aralık’ta ise yaşamını yitirmişti. Kadının akrabaları ise eski eşini ve çocuğunun babasını, intihara azmettirme ile suçluyor.
Bebeği ile birlikte defnedilen 27 yaşındaki Sevinç Osman’ın ailesi, yedi yıllık fiziksel ve psikojik şiddet, ayrılmalar, tekrar bir araya gelmeler ile dolu bu akılalmaz sevda, hamile kadının 120 hapla intiharıyla sonlandığını anlattı. Anne ve babasının anlattıklarına göre Sevinç’in eski eşi Nurhan birkaç kez: “Sen neden intihar etmiyorsun? İlaçlarını al ve öl!” gibi sözler sarfetmiş. Nurhan, mahkemenin aile içi şiddet kararı çıkınca bile, eski sevgilisine şiddet uygulamayı bırakmamış. Yakınlarının anlattıklarına göre, Sevinç ve Nurhan yaklaşık yedi yıl önce evlenmiş. Avusturaya’da yaşıyorlarmış. Kırcali’de de bir daire satın almışlar. Büyük oğullarını beraber büyütüyorlarmış, ancak aralarındaki geçimsizlik bir türlü sonlanmamış. Sevinç’in babası gözyaşları içinde şunları paylaştı: “Bu yedi yılda kaç gün mutlu olduğunu bilemiyorum. Eski eşi ona fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyordu, ancak çocuğundan dolayı Sevinç onu her defasında bağışlıyordu. Bir defasında kızımı nasıl dövdüğünü bilgisayardan seyrettim. Kızım, onu odada nasıl kovaladığını, dövdüğünü, hatta çatalla saldırdığını görmem için bilgisayarı açtı. Ertesi gün artık Avusturya’daydım, onu…” Babasının belrirttiğine göre, Avusturya makamları aile içi şiddete karşı bir koruma kararı çıkartmış. Ancak Sevinç eşini her defasında affediyormuş. Babaşı: “Onu hep çocuğundan dolayı affediyordu. Onu Avusturya’dan Bulgaristan’a uygulanan şiddetten sonra kırık kollarla getirdim. Yine affetti, yine birlikte yaşamak istedi. Aynı zamanda eski kocası başka bir kadınla ilişkiye başladı. Sevinç’e baskı uygulayarak Kırcali’deki dairelerini kendi annesine devrettirdi. Bir hafta sonra da Sevinç’ten boşandı ve başka kadınla yaşamaya başladı. Bir yıldan fazla ayrılar, ancak eski kocası onu aramaya ve psikolojik baskı uygulamaya devam etti. Bize de sürekli telefon ediyordu. Sevinç ondan yine hamile kaldı. Sevinç’e bu çocuğu istemediğini, aldırmasını söylüyordu. Hamileliğinin beşinci ayında çocuğu aldırmak için doktor doktor gezdiler.”
Sevinç’in ailesi birçok kez Nurha’dan şikayetçi olmuş. Geçen yıl 5 Aralık tarihinde Sevinç, aile içi şiddete karşı bir koruma tedbiri için mahkemeye başvurmuş. Babasının belirttiğine göre, telefon ederek rahatsız etmemesi için eski kocaya bir uyarı dahi gelmiş. Mahkeme salonunda kendini savunmak için Nurhan, yeni karısıyla 13 Aralık’ta imzalamış oldukları resmi nikah cüzdanını göstermiş.
Gözüyeşlı baba: “Sevinç bunu kaldıramadı. 16 Aralık’ta Svilengrad’da yaşayan akraba ziyqretinden eve geldik. Öğle vaktiydi. Taksimle öğle vakti evden çalışmak üzere ayrıldım. Öğleden sonra Nurhan Sevinç’in telefonuna fotoğraflar göndermiş. Bu fotoğraflardan birinde Nurhan ve gelinlik giyimiş yeni eşi var. Diğeri ise, isimleri yazılı olan alyanslarının fotoğrafları.
Kısa bir süre sonra Sevinç kendini iyi hissetmediğini söylemek için bana telefon etti. Eve geldiğimde kustuğunu gördüm. 112 çağrı merkezine telefon ettim, ancak ambulansı beklemeden kızımı acil servise götürdüm” diye anlattı.
27 yaşındaki genç kadın, anne babasının diyabet, kalp ve sinir sistemi için kullandıkları ilaçlardan yaklaşık 120 tane içmiş. Sevinç acilen hastaneye alınmış. Ertesi gün komaya giriyor. Bebeğinin ise kalp atışları durduğundan acilen ameliyat ediliyor. Doktorlar bebeğinin cansız bedenini çıkarıyor, 18 Aralık’ta ise Sevinç yaşamını yitiriyor.
Acılı baba: “Karnım ağrıyor, diye şikayet etti. Tuvalete gitmek istedi. Bez ve yeni çarşaflar almak için gittim. Bu onu hayattayken son görüşüm oldu. Bebeği ile birlikte defnettik” diye anlattı.
Sevinç ve Nurhan’ın 6 yaşındaki oğulları Kırcali’deki babaannesi ve desinin yanında yaşıyor. 25 yaşındaki eski koca ise yine yurt dışında. Sevinç’in babasına göre, Nurhan Avusturya’dan İngiltere’ye kaçmış.
Baba: “Adalet istiyoruz. Bu kötü sona rağmen, adaletimizin bu tür şiddet olaylarıyla baş edebileceğini görmek istiyoruz. Eşim ve ben artık yaşamıyoruz. Bu yükü taşıyamıyoruz. Adalet istiyoruz” diye sözlerini tamamladı.
Olaybg.com