GECE telefonum çaldığında, böyle bir hikâye ile karşılaşacağımı beklemezdim.
Eski Halter Federasyonu Asbaşkanı, arkadaşım Zeki Türkeş, “Senden Naim Süleymanoğlu ile ilgili bir ricamız var” diye söze girdi.
Türkeş için Naim Süleymanoğlu’nun ailesi dışındaki tek yakını diyebilirim…
Türkiye’deki yaşamının büyük bölümüne tanıklık etmiş, ölüm haberini alınca Çin’den gelip cenaze işlemini bizzat yürütmüştü…
Hem kendisinin hem de Süleymanoğlu’nun ailesinin ricasını aktardı:
“Biliyorsun Naim hiç evlenmedi ama aynı eşten 3 kızı var; bir de Japon eşinden 4’üncü kızı var” diye söze girdi.
Ölümünden kısa süre önce, 2 gazeteciye verdiği röportajda açıkladığını belirtip o günkü şu sözünü anımsattı:
“Evlenmedim ama itiraf edeyim; çocuklarım var. Benim soyadımı taşıyan, hem de 4 tane! 3 kız bir anneden. Onlar Türkiye’de ve annelerinin yanında kalıyor. Biri de yurtdışında annesinde kalıyor…”
Sohbetlerinde, “Ben evlilik imzasını kâğıda değil, kalbime attım” dermiş.
Türkiye’deki eşinden olma (Hatice) kızları Nilay, Esin ve Sezin’i kamuoyu cenazede babalarını son yolculuğuna uğurlarken tanımıştı…
‘MİRAS ONUN DA HAKKI’
Bunları aktardıktan sonra sözü talebe getirdi:
“Naim’in kardeşleri ve kızları, Japonya’daki yeğenlerine, kardeşlerine ulaşmak istiyor. Tanışıp görüşmeyi arzu ediyor. Ama ne yapsak ulaşamadık…”
Bu kadar ısrarlı olmalarının nedenini de kardeş Muharrem Süleymanoğlu dile getirdi:
“Son dönem Japonya’daki kızına çok düşmüştü; sürekli ondan söz ediyordu. Biz tanışmak istiyoruz. Ayrıca gerisinde bir mal varlığı bıraktı, kimsenin kimseye hakkı geçmesin. Onun da babasının mirasında hakkı var…”
Duygu hücrelerim karıncalandı, sesim titredi…
Zeki Türkeş devamını getirdi:
“Kızın küçüklükten kalma bir fotoğrafı var. Annesinin adını da biliyoruz; o da Japonya’da bir gazeteciymiş…”
Sonra nasıl tanıştıkları hakkında bilgi paylaştı.
Seul Olimpiyatları’nı (1988) Japonya’daki gazetesi adına izlemek için gelen genç gazeteci Kyoko Mori, 9 dünya, 6 olimpiyat madalyası alan Naim Süleymanoğlu ile de röportaj yapmış.
Birbirlerinden hoşlanmışlar; olimpiyat süresince de devamlı görüşmüşler…
NAOMİ MORİ…
Kyoko Mori, Naim Süleymanoğlu’nun, “Birlikte yaşamak istiyorum, benimle Türkiye’ye gelir misin?” teklifini kabul edip Türkiye’ye gelmiş.
Doğum tarihi konusunda emin değiller, ancak Kyoko Mori ile Ankara’da birlikte yaşarken, 1990 veya muhtemel ki 1991’de bir kız çocukları dünyaya gelmiş.
Kyoko Mori, doğumu da Ankara Büyük Doğumevi’nde yapmış…
Kız çocuklarının adını Naim’i çağrıştırması için “Naomi” koymuşlar…
Evli olmadıkları için soy ismini annesi vermiş, kayıtlara “Naomi Mori” diye geçmiş…
Kyoko Mori, 2 yıl daha birlikte yaşadıktan sonra 1993’te kıskançlık tartışması sonucu kızını alıp Türkiye’den ayrılmış.
Bir daha da dönmemiş.
Geriye, Naim’in gülüşünü ve yüz hatlarını olduğu gibi yansıtan Naomi’nin resmi kalmış…
Şimdi, Naim Süleymanoğlu’nun kardeşleri ve kızları, geriye kalan cana ve Kyoko Mori’ye ulaşmak istiyor…
Kalan mirasın onun da hakkı olduğunu belirtip “Kimsenin hakkı kimseye geçmesin” diyor.
Şimdi anlıyorum ki Naim Süleymanoğlu, Hak yoluna yürürken, gerisinde sadece dünya ve olimpiyat madalyaları değil, onurlu ve örnek kardeş ve evlatlar da bırakıp gitmiş…
26.11.2017
Ankara
Olaybg.com